Translate

2 Kasım 2013 Cumartesi

AFGANİSTAN-DİN ve TÜRKİYE







OSAMA
2003 – Afganistan

fragman


Taliban rejiminin hüküm sürdüğü Afganistan’da kadınların yanlarında bir erkek akrabaları olmadan sokağa çıkmaları yasaklanmıştır. Hiçbir erkek yakını olmayan kadınlarsa evlerinde açlıktan ölmeye mahkumdur. 
Bir anne ve oniki yaşındaki kızı da Taliban başa geçtikten sonra işsiz kalırlar ve anne kocasıyla erkek kardeşini savaşta kaybeder. Kendisi ve çocuğunu hayatta tutabilmek için annenin yapabileceği tek birşey vardır. 
Kızını erkek kılığına sokmak… 

Artık her dakikaları Taliban askerleri tarafından farkedilme ve öldürülme korkusuyla geçmeye başlar. Hayat artık zorlu bir yolculuğun ucundadır.

TÜRKÇE DUBLAJ




İNGİLİZCE ALTYAZI


****




Öğretmenim başını kapat !

Türbana serbestlikte korkulan oldu, başı açık, başı kapalı öğretmen kutuplaşması yaşanmaya başladı.

Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi’nin “Eğitim Hakkı Raporu”na göre, demokratikleşme paketi ile birlikte kamu çalışanlarına getirilen türban serbestliği yeni bir boyut daha kazandı. Rapora göre öğrenciler öğretmenlerine “siz ne zaman başınızı örteceksiniz” sorusu yöneltmeye başladı. Rapor, İzmir’de öğrenci velilerinin okul yönetimlerine “Çocuklarımızı türbanlı öğretmenin sınıfında okutmak istiyoruz” dilekçesi verdiklerini ortaya koydu.

Kamu görevlilerine getirilen türban serbestliği karşısında geliştirilen kutuplaşma uyarıları gerçek oldu. Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi’nin tüm Türkiye’deki okullarda yaşanan eğitim sistemi sorunlarını sıraladığı “Eğitim Hakkı Raporu”nda okullarda yaşanan türban gerginliği gözler önüne serildi.

Öğrenciler de türbanlı

Rapora göre ilkokulların yüzde 35’inde, ortaokulların yüzde 91’inde, liselerin ise yüzde 73’ünde bazı öğretmenler türbanla okula geliyor. Ayrıca kız öğrencilerin de okula türbanlı geldiği okullar bulunuyor. Ancak öğretmenler için düzenleme yapılmış olsa da, mevzuat içerisinde türbana engel olan tek düzenleme olan Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik’e göre öğrencilerin “okul içinde başlarının açık” olması gerekiyor.

Ne zaman örteceksiniz?

Halkevleri’nin raporuna göre türban serbestliği öğretmenler odasındaki kutuplaşmayı da artırdı. Raporda bazı öğrencilerin öğretmenlerine, “Öğretmenim, siz ne zaman başınızı örteceksiniz” sorusunu yönelttiği bilgisi yer aldı.

‘Türbanlı öğretmeni isteriz’

Raporda ayrıca, “Öğrencilerin başı açık öğretmenin sınıfından alınıp türbanlı öğretmenin sınıfına yerleştirilmek için velilerin dilekçe verdiği okullar bulunmaktadır” ifadeleri kullanıldı. Halkevleri yöneticilerinden alınan bilgiye göre, dilekçe olayı İzmir’in Narlıdere ilçesinde bir okulda yaşandı. İlçede görevli başı açık bir öğretmenin, öğrencinin sınıfından alınması üzerine yaşadığı sıkıntıyı aktarması üzerine olay raporda anlatıldı.

Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Abdullah Tunalı ise “Birçok okuldan böyle bir duyum alıyoruz. Bazı okullarda ise dilekçe ile değil, şifai olarak türbanlı öğretmen talep ediliyor. Öğrencilerin sınıfları okulların açılmasının üzerinden zaman geçmesine karşın değiştiriliyor. Bu sorunların daha da artmasından endişeleniyoruz” dedi.

Türbanlı müdür hazırlığı

Daha büyük bir türban gerginliğinin de Ankara’da yaşandığı öğrenildi. Eğitim Sen Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Dengiz Sönmez’in aktardığı bilgiye göre, Ankara’da özellikle gecekondu mahallelerinde okul müdürlerine “örtünme baskısı” yapılıyor. Sönmez, bu durumu “türbanlı vekilden sonra türbanlı müdür” hazırlığı olarak değerlendirdi.



BAŞINI ÖRT BASKISI, geçen seneki haber için:




video




1 KASIM 2013 TBMM


ÖZGÜRLÜĞÜN KADERİ
GERİCİLİĞİN ELİNDE OYUNCAK OLAMAZ


MAHMUT ESAT BOZKURT,1925


***

KURAN'DA, TÜRBAN'IN YERİNİ GÖSTERİN 
BEN DE TAKARIM


Her samimi Müslüman, İslam’ın 5 şartı olduğunu bilir. 
Bunlar, Kelime-i Şehadet getirmek, Namaz kılmak, Zekât vermek, Hacca gitmek ve Oruç tutmaktır. 
Dinimizi, her sıkıştıklarında siyasete katık edenler ise bu şartlara Türbanı da eklediler. 

Yıllardır yandaş ekranları dolduran sesleri öfke ve tehdit dolu, suratlarından kin ve nefret akan, gözlerinden alevler fışkıran, ağızlardan kıran, döken sözler dökülen, İslam’ı baskıcı, hoşgörüsüz bir din olarak anlatan ilahiyatçı kılıklı bilgisizlerin yorumlarına inanmak zorunda değiliz. 
Meydanı bunlara bırakanlar yüzünden bu hale geldik. 
Bunlara en iyi yanıtlar Kuran’da var.

Örtünme konusu Kur’an’da, Ahzab Suresi’nin 59’uncu Ayeti ve Nur Suresi’nin 31 ve 60’ıncı ayetlerinde geçmektedir.
Kur’an’da geçen "Hımar' kelimesi 'Baş örtmek' anlamına değil, sadece 'örtmek' anlamına gelmektedir. 

Başörtüsü demek için "örtmek" yani "hımar" kelimesinin yanına "baş" yani "re's" kelimesinin 'gelmesi gerekmektedir. 
Böylelikle ortaya hımarü-re's' yani ‘başörtüsü’ çıkacaktır. 
Oysa ne ayette ne de Kur’an’ın hiçbir yerinde 'hımarü-re's' diye bir tanımlama yoktur.

Arapçada, kadınların başlarına örttükleri örtünün özel bir adı vardır. Bu da ‘mikna’ ve ‘nasıfy’dır. 
Dini siyasette kullananlar, Kur’an’ın herhangi bir yerinde ‘mikna’ ya da ‘nasıfy’ kelimelerinin geçtiğini gösterebilirler mi? 
Ayetteki 'Hımar' yani örtünün yanında geçen ise 'Cuyub' kelimesidir. 
Cuyup, 'yaka' veya 'göğüs' demektir. 


Şimdi gelelim Nur Suresi 31’nci Ayete. Muhammed bin Hamza’nın 1424 yılında yaptığı ilk çeviri şöyledir: 

"Söyle inanan kadınlara, gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve cinsel organlarını saklasınlar. Ziynetlerini (süslerini) göstermesinler. Örtülerini de yakalarının üzerine bıraksınlar"

Prof Dr Yaşar Nuri Öztürk’ün çevirisinde ise 

"Mümin kadınlara da söyle, bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar" denilmektedir.

Prof Dr Zekeriya Beyaz’ın çevirisi de benzer şekildedir: 

“İnanan kadınlara da söyle, gözlerinden kıssınlar (başkalarının ayıp yerlerine bakmasınlar), kendi ferclerini (ayıp yerlerini) de saklasınlar, ziynetlerini (takılarını) apaçık göstermesinler. Ancak kendiliğinden gözüken bunun dışındadır. Örtülerini yakalarının (gerdanlık ziynetinin) üzerine kapatsınlar”

Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an-ı Kerim Meali de, tek bir farkla yukarıdaki çevirilerle benzerlik göstermektedir.

“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. ‘Başörtülerini’ ta yakalarının üzerine kadar salsınlar….” 

Bu metnin içinde Başörtüsü ifadesi var. Diyanet İşleri Başkanlığı için çeviri yapanların ‘Başörtüsü’ kelimesinin karşılığı olan 'hımarü-re's' ifadesini nerede gördüklerini çok merak ediyorum. 

Ahzab Suresi 59’uncu Ayetin de örtünmeden bahsettiğini söylemiştik. Bunu da Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an-ı Kerim Meali’nden aktaralım:

“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur” 
Burada istenen başın örtülmesi değil, bedenin örtülmesidir.

Örtünmeyle ilgili son olarak Nur Suresi 60’ıncı Ayete bakalım. Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an-ı Kerim Meali şöyle demektedir: 

“Artık evlenme ümidi beslemeyen, hayızdan ve doğumdan kesilmiş yaşlı kadınların zinetlerini göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama yine sakınmaları onlar için daha hayırlıdır”

Yedi yaşımdan 14 yaşıma kadar Kur’an kursuna gittim. Kur’an’ın sadece Türkçe değil Fransızca çevirilerini okudum. Hassas konuları araştırdım. İslam’ın ne kutsal kitabında ne de şartlarında bırakın Türban’ı, Başörtüsü uyarısı görmedim

Anadolu kadını başını örter. Ama bu örtü, içine siyah ya da başka bir renk bant çekilmiş Türban değildir. 
Çünkü Türban, 1970’li yılların başında, Anadolu kadınının Başörtüsü’ne alternatif olarak, toplumu dönüştürecek, kutuplaştıracak bir simge halinde ülke yaşamına sokulmuştur. 
Amerikancı sahte Müslümanlar, türbanı artık bırakın üniversiteleri, anaokullarına kadar sokmuştur. 
İzmir’de, Ankara Çayyolu ve Çankaya’da, İstanbul Nişantaşı, Bodrum, Datça, Marmaris ya da benzeri yerlerde yaşayanlar bu örneği abartılı bulabilir. 
Erzurum’a, Yozgat’a, Aksaray’a, Kahramanmaraş’a ya da başka bir Anadolu kentine gidin, sokaklara bir bakın. 
Türban’dan başka bir şey görürseniz sevinin.


Hacı annem başta olmak üzere akrabam kadınların çoğu başını eşarp, leçek ve yazma ile geleneksel biçimde örter. 
İsteyen başını Türban ile örter, isteyen de “Geleneksel Başörtüsü” ile. 
Her ikisine de saygım var. 
Ama kadınlarımıza, AKP’nin kardeş partisi Mısır’daki İhvan adıyla da bilinen Müslüman Kardeşler örgütünün örtünme biçimi dayatıldı. Maalesef birçok kadın da bundan etkilenerek, kafasını öyle sarmaya başladı. 

“Türban’ı seçimlerde malzeme etmek isteyenler, bunu artık kullanmayacaktır. 
Meclise girdiler, bu iş bitti. 
Unutulur gider” diyenler yanılıyor. 
Yazın bir kenara, bir süre sonra, şimdilik Türban kullanılmayan alan ve meslekleri öne çıkararak, buralarda neden olmasın diye kıyamet koparacaklardır. 
Bu pilav daha çok su götürür. 
Çünkü amaç, din, iman ve inanç değil, siyasettir siyaset. 

Hatırlayın, 2011’deki milletvekili seçimlerinin ardından yazdığım yazıda, “Birkaç yıl içinde 3-4 AKP milletvekili kadın hacca gider. Dönüşte türbanlanır. 
Meclise de böyle gelir. 
Ne zaman olur derseniz, AKP’nin çok zor duruma düştüğü bir döneme denk getirirler” demiştim. 
Siyaset öngörme sanatıdır aynı zamanda. 

Ayrıca Türban bildiğiniz üzere Fransızca'dır. Hikâyesi de şöyledir: 
1796 yılında Osmanlı elçisi olarak Paris gönderilen Moralı Esseyid Ali Efendi’nin başındaki sarık Fransız kadınları tarafından çok beğenilmiş, kısa sürede de moda olmuştur. 
Fransızların “Türban” adını verdikleri sarık sadece Parisli kadınlar tarafından değil, ülkenin farklı bölgelerindeki burjuva kadınlarca da benimsenmiştir. 
Türban, daha sonraki yüzyılda, Fransa’nın sömürgesi Afrika ülkelerinden topladığı özel birliklerdeki, Arap ve siyahi askerlerin kafasına takılmıştır.

Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun sözleriyle bitirelim: 

“Bir kadının başını örtmesi Müslümanlığa giriş beyannamesi veya Müslüman olmanın yegâne ve ön şartı değildir.”


Gürbüz Evren / Siyaset Bilimci



***




Osmanlı hanedan Tesettür anlayışı 






Nifak tohumu türban ülkemize ekilişi-1










____________KADINLARA İTHAFEN____________