Kalbimi Oraya Gömün - Bury My Heart At Wounded Knee
Yönetmen : Yves Simoneau, 2007 ,ABD
Aidan Quinn, Adam Beach, August Schellenberg, Anna Paquin
Konusu: General Custer'a karşı kazanılan Sioux zaferi ve gelişen olaylar.
Yönetmen : Yves Simoneau, 2007 ,ABD
Aidan Quinn, Adam Beach, August Schellenberg, Anna Paquin
Konusu: General Custer'a karşı kazanılan Sioux zaferi ve gelişen olaylar.
Film 59. Primetime Emmy Ödülleri'nde 17 dala Emmy'e aday gösterilmiştir.
En İyi TV Filmi'de dahil olmak üzere 6 ödül almıştır.
View of the slain body of Chief Big Foot, Native American, Miniconjou Lakota Sioux, propped up in the snow on the Wounded Knee battleground. |
A civilian burial party and U.S. soldiers pose over a mass grave trench with bodies of Native American Lakota Sioux killed at Wounded Knee, Pine Ridge Reservation, South Dakota. |
ilgili
İnto The West
Steven Spielberg ve Dreamworks tarafından yapılan her bölümü 90 dakika süren 6 bölümden oluşan TV dizisi,2005
ayrıca
Hell on Wells ve Deadwood ile
Amerika'ya yerleşen Avrupalıların hikayelerini bütünleyebilirsiniz.
Charles Alexander Eastman
(born Hakadah and later named Ohíye S’a;1858 –1939)
was a Native American
physician, writer, national lecturer, and reformer.
Eastman was of Santee Dakota and Anglo-American ancestry. Active in politics and issues on American Indian rights, he worked to improve the lives of youths, and founded thirty-two Native American chapters of the Young Men's Christian Association (YMCA). He also helped found the Boy Scouts of America. He is considered the first Native American author to write American history from the Native point of view.
KİTAPLARI - ebook :
Indian boyhood :
The soul of the Indian :
Wigwam Evenings Sioux Folk Tales Retold :
The Indian To-day
The Past and Future of the First American :
Indian scout talks
a guide for Boy scouts and Campfire girls :
Red hunters and the animal people :
Indian child life :
Old Indian days :
Indian heroes and great chieftains :
Red Cloud , Spotted Tail, Little Crow, Tamahay, Gall, Crazy Horse, Sitting Bull, Rian-in-the-Face, Two Strike, amerikan Horse, Dull Knife, Roman Nose, Chief Joseph, Little Wolf, Hole-in-the-Day
From the deep woods to civilization;
chapters in the autobiography of an Indian :
DİPNOT:
Filmde Yerliler savaşa hazırlanırken,
İspanyol kâşif ve fatihi Hernando de Soto'nun bu ilk toplu kıyımından bir sene sonra Alabama'daki Mabila kale-kentinde gerçekleştirdiği ikinci katliamda ise yaklaşık 2.500 Çoktav Kızılderilisi katledilmiştir.
1492 yılındaki ilk seferinde Amerika'ya ulaşan Kristof Kolomb'dan 47 yıl sonra Beyazların gerçekleştirdiği bu ilk katliamdan sonra da ABD topraklarında Kızılderililere yönelik 65'ten fazla katliam kaydedilmiştir.
ABD topraklarındaki Kızılderililere yönelik en son katliam ise 1911 yılında Amerikalılar tarafından yapılmıştır ve ismiyle müsemma olarak İngilizcede «Son Katliam» (Last Massacre) biçiminde adlandırılır. (daha fazla detay)
AMERİKA YERLİ KADINLARININ KISIRLAŞTIRILMASI
1960'lı 1970'li yıllarda yaşları 15 ila 44 arasında değişen (kimine göre %25 kimine göre %40) yerli gençkız ve yerli kadınlar iradeleri dışında kısırlaştırılmıştır.
Forced Sterilization of Native American Womens
The U.S government recently admitted to forcing thousands of Native American Indian women to be sterilized. The procedures even included 36 women who were under 21 years old, despite laws prohibiting anyone 21 years and younger from receiving the procedure. Dr. Pinkerton-Uri found that 25% of Native American Indian women had been sterilized without their consent. Pinkerton-Uri also found that the Indian Health Service had “singled out full-blooded Indian women for sterilization procedures.” In total, it is estimated that as many as 25-50% of Native American women were sterilized between 1970 and 1976
haber link 1
haber link 2
haber link 3
haber link 4
haber link 5
haber link 6
OTURAN BOĞA |
ÇILGIN AT |
Oturan Boğa’nın torunları ABD’ye savaş açtı
İnsanlık tarihinin en büyük soykırımına uğrayan Kızılderililer, atalarının kanı üzerine kurulan Amerika’ya karşı yeniden direnişe geçti: Topraklarımızı çalan ’Beyaz adam’la anlaşmalarımızı feshediyoruz
Washington’da dünyaya seslenen Kızılderililerin Temsilcisi Means: “Biz artık ABD vatandaşı değiliz ve bizim toprağımızın yer aldığı 5 eyalette yaşamak isteyenler bize katılmakta özgürler” diyor
Amerika kıtasının asıl sahipleri Kızılderililer,
150 yıl önce atalarının ABD ile imzaladığı anlaşmaları feshetti. Atalarının kanı üzerine kurulan korku imparatoluğu Amerika’ya isyan bayrağını açan Oturan Boğa ve Çılgın At, gibi büyük şeflerin mensubu olduğu Lakota kabilesi bağımsızlık ilan etti. Kabileyi temsilen Washington’da basın toplantısı düzenleyen Russel Means, “Biz artık ABD vatandaşı değiliz ve bizim toprağımızın yer aldığı 5 eyalette yaşamak isteyenler bize katılmakta özgürler” dedi.
Bağımsızlık sinyali
Means, Amerikan vatandaşlığından çıkmaları halinde kendi topraklarında yaşayanlara pasaport ve ehliyet vereceklerini de söyledi. Kızılderiler yetkililerinden oluşan bir heyet, hafta başında ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderdikleri mesajda, Amerikan Federal Hükümetiyle bazıları 150 yıl kadar önce imzalanan anlaşmalardan tek taraflı olarak çekildiklerini açıklamıştı.
SİYULAR |
Topraklarımızı çaldınız
Kızılderililer anlaşmaları, “değersiz bir kağıt parçasındaki değersiz sözler” olarak niteliyor ve bu anlaşmaların kendi kültürlerini ve topraklarını çalmak için defalarca ihlal edildiğini söylüyor. Kızılderililerin savunucularından olan ve 1977’de yerli haklarının ele alındığı uluslararası bir konferansın düzenlenmesine öncülük eden Phyllis Young da, ABD ile 33 anlaşma imzaladıklarını ve bu anlaşmalara uyulmadığını belirtiyor.
Vahşi hayvanları yok etmeliyiz
Soykırımcı ABD’nin kurucusu ve ilk Başkanı George Washington’nun Kızılderililer için söylediği sözler dehşet verici. “Bu vahşi hayvanların (Kızılderilileri kastediyor) tamamen imha edilmesi gerekiyor.” ABD’nin bir başka Başkanı Theodore Roosevelt de Washington’dan geri kalmıyordu: “Ben en iyi yerli (Kızılderili) ölü yerlidir demek istemiyorum ama 10’da 9’u öyledir” diyordu. Bu insanlık dışı politikalar doğrultusunda 1886 yılına kadar 70 milyon Kızılderili katledildi. Vahşice öldürülen Kızılderililer toplu mezarlara gömüldü.
Vahşeti yaşayanlar anlatıyor
Kara Geyik : “O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları hâlâ o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada...” Gelincik Louise de, “Kaçmaya çalıştık. Ama yaban sığırı gibi bir bir vurdular bizi. Kadınları ve çocukları da vurduklarına bakılırsa askerler çok kötü insanlar olmalı. Kızılderili askerler beyaz çocuklara asla böyle yapmazlardı.”
Korkusuz reis
Tatanka Iyotake, nam-ı diğer Oturan Boğa, ABD ordularına karşı savaşan son kızılderili kabile şefi. 1831’de Güney Dakota’da doğdu. Lakabı “Ağır” anlamına gelen Hunkesi’ydi çünkü hayatında telaşa yer yoktu; işlerini dikkatle yapardı. Düşman kabileler ve istilacı beyazlarla savaşan Siyu kabilesine mensuptu. 14 yaşında ilk kez savaşa katıldı ve çok geçmeden savaştaki korkusuzluğuyla nam saldı. Cömertliği ve bilgeliği, tüm kabilenin hayranlığını kazandı. 25 Haziran 1876’de 7. Amerikan Süvari Birliği’ni yenen 3.500 savaşçının lideri olan Oturan Boğa, 15 Aralık 1890’da yerli bir polis tarafından öldürüldü.
‘Beyaz adam’ın barbarlığı
Avrupa’dan “beyaz adam”lar geldiğinde Amerika kıtasında Kızılderililer, kabileler ve aşiretler halinde yaşamlarını sürdürüyordu. Kızılderililer, gelen ’beyaz adam’a mısır ve tütün yetiştirmeyi, dağlık arazide hayatta kalmayı öğretti. Ancak ’beyaz adam’ biraz güçlendikten sonra canavarlaştı; kendisine kucak açan Kızılderilelerin topraklarını işgal ederek, onları vatanlarından sürdü. Elleri silahlı bu zorbalar, kadın-erkek, çoluk-çocuk demeden Kızılderililerin çoğunu katletti. İşte bu kan üzerinde bugünkü korku imparatorluğu olan Amerika’nın temelleri atıldı.
Kelle başına 5 dolar
ABD’nin resmi kaynaklarına göre, Kızılderili kellesi başına 5 dolar ödemişlerdi. Devlete ait binaların bodrumları, Kızılderili kafataslarıyla dolmuş taşmıştı. İlk biyolojik silah, Kızılderililer üzerinde uygulandı. Sürgüne gönderilen Kızılderililere yardım olarak dağıtılan battaniyelere çiçek mikrobu bulaştırıldı. Kızılderililerin açlıktan ölmesi için başlıca yiyecekleri olan bizonların toptan öldürülmesi de, Kızılderili Soykırımı yöntemlerinden biri olmuştu. ABD’liler, Kızılderili soykırımı için son derece ilginç bir savunma yapıyor: “Sonuna kadar öldürmedikçe soykırım sayılmaz!”...
Yeniçağ,2007 BASIN:
GERONİMO |
ABD’nin Bin Ladin’i öldürmek için düzenlediği operasyona Geronimo Operasyonu adını vermesi ve ölüm haberinin “Geronimo, düşman operasyonda öldürüldü” diye duyurması, Kızılderililerin büyük tepkisine neden oldu.
Kızılderililer ABD hükümetini sert bir dille eleştirerek, operasyona Kızılderili liderinin isminin verilmesinin Amerikalıların bilinçaltında ‘düşman Kızılderili’ imajının hâlâ ne kadar derin olduğunu gösterdiğini ifade etti.
(BASIN,2011)
UZAKTAN CESUR OLMAK KOLAYDIR.
KOLAYDIR VE ÇOKTA GÜVENLİDİR.
ESKİDEN ÖLDÜRMEK ONUR DEĞİLDİR,
SADECE GEREKLİDİR.
ONUR,
GERÇEK CESARETLE ELDE EDİLİRDİ.
AMA O GÜNLER ARTIK GEÇMİŞTE KALDI.
KIZILDERİLİ ATASÖZÜ
____________"BATI"NIN KİRLİ ELLERİ___________