MEDİCUS FİLMİNDE Ki ÇARPIK ANATOMİ;
BAŞ İLE AYAĞIN YER DEĞİŞTİRMESİ
Medicus Filmine Almanya da ilk gösterime girdiği gün gittik arkadaşla ..hep şunu söylüyordum arkadaşa filme girmeden önce "bak İbni Sinayı kesin Pers olarak gösterecekler ama meraak ettiğim Selçuklu'yu nereye koyacaklar?" Filme girdik anlatılacak o kadar saçmalık tarihi gerçegi ters yüz etme var ki..)bir kaçını sıralayabilirim...
1. Ortaçağın Kilise yobazlığıyla inleyen İngiltereden rob adında bir genç Ustasının gözlerini ameliyat eden yahudilerden bu işin esas ustasının Doğu da İbni Sina adında Dünyanın en iyi Hekimi olduğunu öğreniyor, bu da İbni Sinanın talebesi olmak için yollara düşüyor..
Haritada Persien yazmışlar - Halbuki o devirde bırakın Persien ismini Pers Devletini Pers ismi bile yok...
2. Selçuklular ile İlk karşılaşma ;kervandan arta kalanlar bir kale içinde ki Kentin atlılarca kadın çocuk demeden katledilişini izler ve o katiller sürüsü orayı atlarıyla terkederken İngiliz yanında ki zenci arap deveciye soruyor bunlar kim diye ?
Zenci arap devecinin cevabı cok enteresan "Selçuklular;bunlar kuzeyli göçebeler"
Filimde bile olsa Kitabın yahudi yazarı bir zenci arap deveciyi bile sözkonusu Türkler olduğunda yerleşik bir medeniyet sahibi gibi göstertebiliyor demek ki...
3. İngiliz Talebe İsfahana geliyor ama ne büyük bir Alimin önergesi nede parası olmadığı için Medreseye alınmıyor birde dayak yiyip bayıltılıyor ama nasıl oluyorsa gözlerini açtığında bir anda kendini İbni Sina'nın yanında buluyor ve o günden itibaren bu Ortaçağ İngilizi Devrin en büyük Bilim Adamı , Doktoru İbni Sina'nın en iyi Talebesi oluveriyor :) birde üstüne üstlük bu İngilizin ,İbni Sinanı'nın hiç bir talebesinde ve hatta kendisinde bile olmayan Tanrı vergisi büyük bir yeteneği var ;Adam ölümü ve kimin öleceğini elini tuttuğunda net görebiliyor :)))
4. İbni Sina'yı muhteşem çıkışlarıyla Ortaçağ İngizasyon bilimsel altyapısıyla derste ve teneffüste etkileyen bizim İngiliz ,Büyük Alimin gözüne giriyor ve Büyük Alim onu Şahın huzuruna çıkarken bile yanında götürüyor...
Filimin en ilginç sahnelerinden birisi burda yaşanıyor ve Şah bu ilk gördüğü İngilize diyor ki "biraz daha erken gelseydin bir Selçuklunun gövdesinin pis başindan ayrılışına tanıklık etmiş olacaktın!" Tam bu sırada İbni Sina diyor ki "şah hazretleri bu iyi olmadı zira Selçukluların Atının eğerinden başka kaybedecekleri hiçbir şeyleri yok,oysa sizin bir medeniyetiniz var!!!"
5. Fakat o da ne Şah Hazretleri de aynen bu İngilizden İbn i Sina kadar etkileniyor...hatta ondanda fazla..İngilizi Av partilerine davet edip kendi has cariyelerini buna teklif ediyor .
6. ee İngiliz erkeği olurda ona aşık olan kadın olmaz mı (Avrupa ve Amerikan filimlerinde sık görüldüğü gibi bu erkeğin cazibesine en güzel kadınlar dayanamıyor ve kocasını boynuzluyor.. ama bu tabiki kadının kadınlığını kocasında yaşayamama ve kocanın tam bir öküz gibi gösterilmesi ve Avrupalı erkeğin taa o zaman kadının tüm haklarını ve arzularını hissetmesi işleniyor biliçaltına seyircinin.
Oysa Kadınları Ortaçağ Avrupasında Cadı diye diri diri yakanlar kimlerdi? Selçuklular mı? ...
7. Bu ingiliz bir yandan aşk meşk işleriyle uğraşırken elbette İnsanlık adına Bilimsel araştırmalarıda ihmal etmiyordu ve Medresenin mahzeninde Ölüleri kesip iç organlarını inceliyor ve resimlerini çiziyor..ve günün birinde bunu bir yobaz yakalıyor ve seriat mahkemesine çıkarıyorlar.
Filimde İslamı savunanlar bir Barbar kana susamış bir yaratık sürüsü gibi gösteriliyor
8. Yakalanan ingiliz İbn i Sina ile beraber Ölüme mahkum ediliyor ve idam edilmek üzere zindana atılıyorlar ve zindanda İngiliz talebe Hocası İbni Sinaya Anatomi ,Fizyoloji ve Pathaloji biliminde dersler veriyor ;Hocasını talebe olarak eğitiyor...
ve Koca İbn i Sina buna diyor ki "demek ki derste anlattığım Her Şey Yanlışmış!!!"
9. Şah bunları zindandan kurtarıyor ve bunu hazmedemeyen yobazlar uleması Selçuklularla anlaşıyor ve Kaleyi içten fethetme teklifinde bulunuyorlar...Şahın ölümcül hastalığına çarede dermanda bu İngizasyon bilimli İngiliz oluyor ve Şahı Ameliyat ediyorlar ameliyatı gerçekleştiren İngilize asistanlığı Devrin ve tüm zamanların en iyi Doktoru denilen İbn i Sina yapıyor :))))
10. Selçuklular yobazların yardımıyla İsfahanı ele geçiriyor Ameliyatdan sağ cıkan Şah Savaş alanında tüm askerlerinin öldüğü bir yerde Atının üstünde bir Mihenk anıtı gibi ölen tek kişi olarak tarihe geçiyor İbni Sina kendini zehirliyor ve Kahraman İngiliz Rob Kalenin ardından tüm Beni İsrail Oğullarını Bir Musa Peygamber gibi kurtarıyor ....
Bu filimde ve Romanda resmen Tarihe yalan söyletmeye kalkmışlar..resmen Bir Gövde de başlar ile ayakları yer değiştirtmişler Başı Ayak diye gösterip gerçek Ayağı ise Baş diye pazarlamışlar tabii yerseniz...yememek içinse
Tarihinizi iyi öğrenmeniz ve bilmeniz şart...
Hakikatlar ise ;
2. İbni Sina Türktür (İbni farsca oğlu demektir Sinanoğlu'dur manası ve Sin Sine Sina Sena Sinan Sinem Senem Zena Asena isimlerinde olduğu gibi bu bir öz be öz türkçe isimdir)
3.İbn i Sina hiç bir dönem bir Fars şahına hizmet etmemiştir hayatı hep Türk Devletlerine hizmetle geçmiştir yalnız bir kere bir Arap beyliğinde bir Arap Şeyhinin özel Doktoru olmustur ve sonra orada zindana atılmıştır ama İbn i Sina(Sinanoğlu) zindandan kaçmayı başarmıştır...
4. İbn i Sina öteden beri Türk diyarı olan BUHARA Doğumludur ,mezarı İranın Hamadan şehrindedir ve bugün bie Hamadanlılar hala Türktür,Babası Mevlanayla aynı memleketten Belh'ten dir...
5. Barbar ve "Atının eğerlerinden başka kaybedecekleri hiçbirşey olmayan bir zavallı göçebe diye gösterilen Selçuklular ise Dünyanın en gelişmiş İmp.luklarından birini kuran ve bugünkü Avrupa'daki bir sürü zavallı insanların bile gelip iş bulduğu çalışıp karnına doyurabildikleri Hazar İmparatorluğunun devamıdır...
Büyük Selçuklu İmp.luğunun temelini atan Selçuk bey filimde itiraf edildiği gibi Kuzey den gelmiştir..(Kuzey neresidir peki? Hazarlardır) ve Hazar İmp.luğunda bir üst yöneticidir Selçuk bey ve bir anlaşmazlık sonucu kardeşleri ve bir büyük boy ile güneye İran coğrafyasına göçüp Büyük Selçuklu İmp.luğunu kurmuşlardır.
6. Selçuklu zamanı muhteşem el sanatları resimleri...minyatürleri çini sanatını ... Hangi göçebe bir Halk bunu yapabilir..?
Göçebe olan Millet sadece karnını doyurmak ve başka milletlere yem olmamak için hayatta kalma mücadelesi verir
7. Selçuklulara barbar kültürsüz göçebe yapıştırması yapan İngilizler o dönem Kadınlarını Cadı diye ve en ufak bir yeniliği şeytanla ortak iş diye İngizasyon mahkemelerinde yargılayıp diri diri yakıyorlardı...bunların yaptığı tam halk deyimiyle "yavuz hırsız ev sahibini bastırır"mantığı...köklerinin derin olmadığını ve tarihlerinin karanlık olduklarını bildiklerinden aşağılık kompleksleriyle kıvranıp sömürüden elde ettikleri parayla uyduruk romanlar yazıp büyük bütçeli filimler çekip İNSANLIK TARİHİNİN GÖVDESİNDE BAŞLA AYAĞIN YERİNİ DEĞİŞTİRMEKTİR...
TCan/Almanya
....
Der Medicus / The Physician (Hekim)
(Güya) İbni Sina'yı (*) anlatan bir film.
Film 1.000 yıl öncesinin İngilteresinde başlıyor. Bir İngiliz genci annesinin ölümüne engel olamadığı için zamanın en ünlü doktoru olarak adını duyduğu İbni Sinayı bulup öğrencisi olmak için, İngiltereden, (bugün İran'da kalan) İsfahan'a gitmek üzere yola çıkıyor.
Filmde geçen bazı olaylar ve çarpıtmalar:
- Selçukluları kırk haramiler gibi, haydut çetesi, yol kesen, katil sürüsü, sürekli kötülük saçan ve kara kuru, tipleri bozuk adamlar olarak gösteriyor.
- Bu İngiliz, güya İbni Sinadan birşeyler öğrenecek, ama O daha kabiliyetli çıkıp bir ameliyat bile yapıyor ve ameliyatta koca İbni Sina, bu İngiliz p.çine asistanlık yapıyor. Evet aynen öyle...
- Filmde İbni Sinanın öğrencisi olmak için yahudi veya müslüman olmak gerektiği belirtildiğinden, hrıstiyanlığını gizleyip, kendisini yahudi gibi gösteriyor. Kuvvetli bir yahudi ve hrıstiyan propagandası var.
- Yahudilerin bir kadına zinadan dolayı recm cezası vermeleri olayı var. (Bu recm cezası, yahudi inanışında olup, islamiyette yoktur.) Filmdeki ender doğru bilgilerden biriydi herhalde...
- Filmi izleyecekseniz;
- Selçukluların adı anılarak, derinden verilen Türk düşmanlığı mesajlarını ve
- "İbni Sinaya bile bazı şeyleri, biz hrıstiyan İngilizler öğrettik kardeşim" mesajlarını görmenizde fayda var...
...
(*) Batılılar İbni Sinayı Avicenna olarak tanır. Tarih boyunca bir Türk kenti olan Buharada doğmuş, bir Türk bilim adamıdır.
Hekim olarak bilinmesine rağmen, Matematikten felsefeye, Uzaybilimden, mantığa kadar bir çok çalışması vardır.)
Mesela şu canlandırmalara bakın.
F.Akkuş / Türkiye
....
İBNİ SİNA’NIN (AVICENNA)
TÜRK VE DÜNYA EĞİTİM TARİHİNDEKİ YERİ
Prof. Dr. Yahya AKYÜZ
Büyük Türk filozofu, ahlâkçısı ve hekimi İbni Sina (980-1037) gerek Türk gerek dünya düşünce, tıp ve eğitim tarihinde çok önemli bir yer tutar. Fakat o Türkiye’de pek az tanındığı gibi, eğitim görüşleri üzerinde ise hiç durulmamaktadır. örneğin, iki ciltlik Pedagoji Tarihi adlı kitabında H. Fikret Kanad ona hiç yer vermez... Oysa onun, tıp alanında olduğu kadar eğitime ilişkin bazı görüşleriyle de Batıyı etkilediği ve asırlar sonra “yeni eğitim” akımını başlatan ve geliştiren eğitimcilere ilham verdiği düşünülebilir.
Bu görüş ilk kez tarafımızdan ve bu yazımızda bir varsayım olarak ileri sürülmektedir ve geçerliliği gerek bu yazımızda, gerek daha sonraki çalışmalarımızda araştırılacaktır. Fakat şu soruyu şimdiden ortaya atmamız da çok anlam taşımaktadır: îbni Sina, ölümünden yüz yıl geçince Avrupa’da eserlerinin Latince çevirileri ile tanınmakta ve üniversitelerde okunmaktadır. Bu 500 yıl kadar sürecektir.
J.J. Rousseau başta olmak üzere “yeni eğitim” çilerin onu okudukları, ondan yararlandıkları düşünülemez mi? Üstelik Rousseau, Orta Çağda Müslümanların eski Yunan bilimini o zaman “karanlıklar içindeki” Avrupa’ya aktarma gibi bir rol oynadıklarını söyler (İlimler ve Sanatlar Hakkmda Nutuk). Bu da onun Orta Çağdaki Müslüman bilim adamlarını ve onlardan biri olan Ibni Sina’yı okumuş, incelemiş olabileceğini akla getiriyor.
Îbni Sina çocukken oyunu çok severmiş. Birgün yine oynarken bir ihtiyar, “— Sen çok akıllısın, ileride bir âlim olacaksın, sana oyun yaraşır mı? Derslerine çalış.” der. Küçük îbni Sina şu cevabı verir: “— Her yaşın belli bir.hali vardır. Çocukluğun yakışığı da oyundur. Her yaşın hakkı verilmelidir.”
Küçük İbni Sina'nın bu cevabı, bugün pedagoji ve psikolojinin ulaştığı gerçeklerden birinin ifadesidir.
İbni Sina daha gençlik yıllarında döneminin felsefe, tıp tabiiyat, teoloji, matematik, v.s. alanındaki tüm bilgilerini öğrenmiş ve kendisine Aristo ve Farabi’den sonra gelen üçüncü öğretmen, Üstad anlamında muallim-i salis denmiştir.
İbni Sina’nın Türk ve dünya eğitim tarihinde önemli, bir yer tutması başlıca şu nedenlerden ileri gelmektedir:
1. Tıp bilimine katkıları ve tıp öğretiminin konularını tespit etmesi nedeniyle,
2. Ahlâk ve fazilet eğitimine ilişkin görüşleri nedeniyle,
3. Hükümdarın siyasal eğitimine ilişkin görüşleri nedeniyle,
4. Bilime verdiği büyük önem nedeniyle,
5. Beden eğitimi konusundaki görüşleri nedeniyle,
6. Çocuğun bakımı, sağlığı, eğitim ve öğretimi ile ilgili görüşleri nedeniyle.
Tamamı pdf:
***
İbn Sina'nın Mineroloji /Kimya Çalışmaları
Nitekim meşhur filozof-bilim adamı Aristo yazdığı bazı eserlerde bu konular üzerinde durmuştur. Onun Meteorologica adlı eserinde, Mineroloji adlı bir eser kaleme alarak doğadaki oluşum ve minerallerin kökenini açıklayacağını kaydettiği iddia edilmiş ve buna bağlı olarak da Mineroloji adlı İbn Sina'nın kaleme aldığı eserin Aristo'ya ait olması gerektiği iddia edilmiştir. Ancak, makalede verilecek ayrıntılı bilgiden de anlaşılacağı gibi, bu kitap İbn Sina'ya aittir. Bunun en açık delili İbn Sina'nın Şifa adlı eserinin bir kısmının bu konuya ayrıldığı ve verilen açıklamaların Mineroloji'dekilere benzerlik gösterdiğidir.
1. Meteorlar ve yeryüzü şekillerinin oluşumu
2. Minerallerin meydana gelişi
İbn Sina bu açıklamalarında özellikle, elementlerin kendine ait özellikleri olduğu ve onların bazıları kullanılanılarak diğerlerinin elde edilemeyeceğidir (transformasyon teorisi).
Mineroloji: link
Kimya: link
Ay'da İbn-i Sina (Persmişşşş!)
El-Kanun fi't-Tıb (Canon of Medicine )
İngilizce fragman:The Physician
DER MEDICUS Kritik inkl. Filmszene Trailer Deutsch
İBNİ SİNA TÜRKTÜR
Meteorologica adlı kitap İbn Sina'ya aittir
TÜRKLER BARBAR DEĞİLDİR
SELÇUKLU BİR İMPARATORLUKTU
BATI, KÖTÜLEME ve SAHİPLENME
HUYUNDAN VAZGEÇMELİ !
İBNİ SİNA - DUŞANBE / TACİKİSTAN |